Kaygı, kişinin korku verici veya tehdit edici bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve bedensel bir tepkidir. Bu tepkiyi zaman zaman her insan yaşar. Örneğin; bir kaza atlatıldığında, sınav öncesinde veya topluluk önünde bir konuşma yaparken olduğu gibi.
Sınav kaygısı ise, öğrencinin sınavda başarısız olma korkusunun strese yol açması sonucunda ortaya çıkan fiziksel belirtilerle duyduğu kontrol edilemeyen ileri derece kaygı düzeyidir.
Sınav kaygısı, her zaman olumsuz bir durum olarak nitelendirilmemelidir. Üst düzey kaygı, öğrencinin sınavda başarılı olmasını engellerken, hiç olmaması da ciddi motivasyon eksikliğine sebep olabilir. Bursa Kolejleri lise olarak bu konuda öğrencilerimizin kaygı düzeylerini doğru bir şekilde düzenliyoruz. Demek ki sınav kaygısı dediğimiz durumu tamamen ortadan kaldırmak değil de bu duyguyu kontrollü yönetebilmek bizim amacımız olmalıdır.
Sınav kaygısını değerlendirecek olursak,
Hafif düzeyde sınav kaygısı;
- Kontrol edilebilir.
- Dikkati arttırır.
- Zamanı doğru kullanma becerisi geliştirir.
- Motivasyon sağlar.
- Hatırlamayı kolaylaştırır.
Yoğun sınav kaygısı;
- Kontrol edilemez.
- Unutkanlığa,
- Öğrenileni kullanamamaya,
- Dikkatin fiziksel belirtilere kaymasına,
- Karar vermekte zorlanmaya,
- Konsantre olmakta güçlüğe sebep olur.
Sınav kaygısı bizde şu etkileri ortaya çıkarır;
- Baş ağrısı
- Karın ağrısı
- Mide bulantısı-kusma
- Nefes alıp-vermede zorluk
- Kalp çarpıntısı
- Titreme
- Kâbus görme, uykusuzluk
- Heyecan
- Kolay ağlama
- Dilin damağın kuruması
- Kaslarda gerginlik
- Sık idrara çıkma
- Soğuk terli eller
Tüm bu saydıklarımız, öğrenmeyi olumsuz etkilediği gibi öğrendiklerimizi sınava yansıtmayı da engeller.
Sınav kaygısını ortaya çıkmasının nedenleri;
- Sınavla ilgili olumsuz düşünceler,
- Ailenin ya da çevrenin beklenti ve baskıları,
- Başarısız olma ve değerlendirilme kaygısı,
- Başarısızlıkların abartılıp, başarının küçümsenmesi,
- Başarının sürekli başkalarıyla karşılaştırılması,
- Mükemmeliyetçi ve aşırı kontrollü kişilik yapısı,
- Zamanı iyi kullanamama,
- Verimsiz (plansız) ders çalışma alışkanlıkları,
- Görev ve sorumlulukları erteleme,
- Başarısız olma korkusu,
- Ailesi tarafından başarısız olursa sevilmeyeceğini düşünmesi,
- Başarıyı kişiselleştirmesi
Sınav kaygısını kontrol edebilmek için;
- Sınava düzenli olarak yeterince çalışma konusunda kendinizi motive edin.
- Sınav öncesinde sizi mutlu edecek sevdiğiniz yararlı besinler tüketin.
- Sınav konusunda olumsuz düşünceleriniz yoğunsa spor yapın.
- Uykunuz düzenli olsun, günlük 7-8 saat uyuma konusunda kendinizi programlayın.
- Sevilen kişilerle boş zamanlarda iletişimde olun ve onlarla vakit geçirin.
- Motivasyon sağlayıcı hobileriniz varsa kesinlikle yapın.
- En güçlü olduğunuz ve en zorlandığınız noktalarınızı bilin.
- Zorlandığınızda destek alın.
- Son anda göz atmayın, son günü dinlenmeye ayırın.
Öğrencinin kaygılarıyla başa çıkma noktasında anne-babanın da önemli etkisi görülür.
- Sınav döneminde anne babaların çocuklarıyla ilgilenmeleri ve desteklemeleri gerekir.
- Gelecekle ilgili beklentilerini, hedeflerini sizlerle konuşmak isterse, fikirlerinizi kabul ettirmeye değil mantıklı olarak tartışmaya hazır olun. Onun fikir ve isteklerine değer verdiğinizi belirtin.
- Çocuğunuzun geleceği için çocuğunuzu iyi tanımalı neyi başarıp neyi başaramayacağını bilmeli onu tanıdığınıza göre değerlendirin.
- Çocuklarınızı hiçbir zaman başkalarıyla kıyaslamayın.
- Anne babanın yıkıcı değil, yapıcı düşünceleri olmalı ve çocuğa bunu göstermeleri gerekir. Sıınavın zor olduğu ve çocuğunuzun kazanamayacağını düşünmesi onun kaygısını artıracak ve potansiyelini kullanmasını engelleyecektir.
- Övgüde de ve eleştiride de aşırıya kaçmayın.
- Genelleme yapmayın.
- Çocuğunuza güvenin. Sadece destek olun.
- Ona olan sevginizin sadece belirli koşullara bağlı olmadığını, her durum ve koşulda sevip, destekleyeceğinizi davranışlarınız ve sözlerinizle belli edin.
- Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Yapıcı düşünerek sizler de kaygınızı kontrol altında tutmaya çalışın.
Bütün çabalara rağmen kaygı yönetiminde başarılı gözlenemiyorsa, ruhsal sıkıntılar kendilerini göstermeye devam ediyorsa, bir psikiyatrik desteğe başvurmanız önerilir.